
Şu mevcudât, zerrelerden güneşlere kadar,

Ferdler olsun, neviler olsun,


Küçük olsun, büyük olsun,
semerât ve gâyâtla ve faydalar ve maslahatlarla
münakkaş bir kumaş-ı hikmetten muhteşem bir gömlek giydirilmiş;

Ve o hikmetnümâ sûret gömleği üstünde lûtuf ve ihsan çiçekleriyle
müzeyyen bir hulle-i inâyet, her şeyin kametine göre biçilmiş;
ve o müzeyyen hulle-i inâyet üzerine
tahabbüb ve ikram ve tahannün ve in'âm lem'alarıyla
münevver rahmet nişanları takılmış;

Ve o münevver ve murassâ nişanları ihsan etmekle beraber,
zeminin yüzünde bütün zevi'l-hayatın tâifelerine kâfi,
bütün hâcetlerine vâfi bir sofra-i rızk-ı umumi kurulmuştur.

İşte şu iş, güneş gibi âşikâre,
nihayetsiz Hakîm, Kerîm, Rahîm, Rezzâk bir Zât-ı Zülcemâle
işaret edip gösteriyor.
Sözler | Yirmi İkinci Söz

Ferdler olsun, neviler olsun,


Küçük olsun, büyük olsun,
semerât ve gâyâtla ve faydalar ve maslahatlarla
münakkaş bir kumaş-ı hikmetten muhteşem bir gömlek giydirilmiş;

Ve o hikmetnümâ sûret gömleği üstünde lûtuf ve ihsan çiçekleriyle
müzeyyen bir hulle-i inâyet, her şeyin kametine göre biçilmiş;
ve o müzeyyen hulle-i inâyet üzerine
tahabbüb ve ikram ve tahannün ve in'âm lem'alarıyla
münevver rahmet nişanları takılmış;

Ve o münevver ve murassâ nişanları ihsan etmekle beraber,
zeminin yüzünde bütün zevi'l-hayatın tâifelerine kâfi,
bütün hâcetlerine vâfi bir sofra-i rızk-ı umumi kurulmuştur.

İşte şu iş, güneş gibi âşikâre,
nihayetsiz Hakîm, Kerîm, Rahîm, Rezzâk bir Zât-ı Zülcemâle
işaret edip gösteriyor.
Sözler | Yirmi İkinci Söz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder